I. Güneş Sistemi
II. Güneş
III. Gezegenler
IV. Aylar
V. Cüce Gezegenler
VI. Asteroitler
VII. Kuyrukluyıldızlar
VIII. Meteoroidler
IX. Gezegenlerarası Ortam
Sıkça Sorulan Sorular
Hususiyet | Tarif |
---|---|
Güneş senkronizasyonu | Göksel ailemizin muhteşem uyumu |
Göksel aile | Güneş, gezegenler, uydular, cüce gezegenler, asteroitler, kuyruklu yıldızlar, meteoroidler ve gezegenler arası ortam |
Gezegensel hizalanma | Güneş sistemindeki gezegenlerin dizilimi |
Kozmik ahenk | Evrenin dengesi ve düzeni |
Astroloji | Gezegenlerin ve yıldızların insan ilişkileri üstündeki tesirinin incelenmesi |
I. Güneş Sistemi
Güneş sistemi, Güneş’in çevresinde dönen sekiz gezegen, bir cüce gezegen, birçok uydu, asteroit, kuyruklu star ve meteoroidden oluşan bir topluluktur. Güneş, Güneş sisteminin merkezi yıldızıdır ve sistemin hacminin %99,8’ini oluşturur. Gezegenlerin tamamı Güneş’in çevresinde hemen hemen dairesel bir yörüngede dönen küresel gövdelerdir. İki gruba ayrılırlar: iç gezegenler (Merkür, Venüs, Dünya ve Mars) ve dış gezegenler (Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün). Cüce gezegen Plüton, Neptün’ün ötesinde yer alır. Uydular, gezegenlerin çevresinde dönen organik uydulardır. Asteroitler, Mars ve Jüpiter içinde Güneş’in çevresinde dönen minik, kayalık gövdelerdir. Kuyruklu yıldızlar, uzun, eliptik yörüngelerde Güneş’in çevresinde dönen buzlu gövdelerdir. Meteoroidler, Güneş’in çevresinde dönen minik, kayalık yahut metalik nesnelerdir.
III. Gezegenler
Güneş Sistemi’nin gezegenleri, Güneş’in çevresinde dönen sekiz gök cismidir. Bunlar Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün’dür. Gezegenlerin tamamı küreseldir ve tamamı Güneş’in çevresinde aynı yönde rotatif. Ek olarak gezegenlerin tamamı değişik malzemelerden doğar ve hepsinin değişik boyutları ve yoğunlukları vardır.
Gezegenler iki gruba ayrılır: iç gezegenler ve dış gezegenler. İç gezegenler Merkür, Venüs, Dünya ve Mars’tır. Tamamı nispeten minik ve kayalıktır ve tamamı Güneş’e yakın bir halde Güneş’in çevresinde rotatif. Dış gezegenler Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün’dür. Tamamı iç gezegenlerden oldukça daha büyüktür ve tamamı gaz ve buzdan doğar. Tamamı Güneş’e iç gezegenlerden daha uzakta Güneş’in çevresinde rotatif.
Gezegenler Güneş Sistemi’nin mühim bir parçasıdır. Bizlere Güneş’ten fer ve sıcaklık sağlarlar ve ek olarak bizlere yaşanacak bir yer sağlarlar. Gezegenler ek olarak bilim adamları için bir emek harcama deposudur ve onlar ile alakalı devamlı yeni şeyler öğrenmektedirler.
IV. Aylar
Güneş sisteminin uyduları büyüleyici ve muhtelif bir nesne grubudur. Boyutları, minik, gayri muntazam şekilli nesnelerden Dünya’nın uydusuyla karşılaştırılabilir büyüklükteki büyük, küresel gövdelere kadar değişmiş olur. Güneş sisteminin uyduları gezegenlerinin çevresinde muhtelif şekillerde rotatif ve gezegenin iklimi ve jeolojisi üstünde mühim bir etkiye haiz olabilirler.
Güneş sisteminin uyduları iki ana gruba ayrılır: tertipli uydular ve gayri muntazam uydular. Tertipli uyduların gezegenleri meydana getiren aynı madde diskinden oluştuğu düşünülürken, gayri muntazam uyduların gezegenler oluştuktan sonrasında gezegenler tarafınca yakalandığı düşünülür.
Güneş sisteminin tertipli uyduları nispeten büyüktür ve gezegenlerinin çevresinde prograd bir yönde (gezegenin döndüğü istikamet) dönerler. Ek olarak gezegenlerine nispeten yakındırlar ve bir çok gezegenin Roche sınırı içerisinde rotatif. Roche sınırı, bir cismin gezegenin yerçekimi tarafınca parçalanacağı gezegenden uzaklıktır.
Güneş sisteminin gayri muntazam uyduları, tertipli uydulardan oldukça daha küçüktür ve gezegenlerinin çevresinde geri yönde (gezegenin döndüğü yönün tersi) dönerler. Ek olarak gezegenlerinden oldukça daha uzaktadırlar ve bir çok gezegenin Roche sınırının ötesinde yörüngede rotatif.
Güneş sisteminin uyduları gezegen sistemimizin büyüleyici ve mühim bir parçasıdır. Bizlere gezegenlerin oluşumu ve evrimi ile alakalı kıymetli bilgiler sağlarlar ve ek olarak gezegenin iklimi ve jeolojisi üstünde mühim bir etkiye haiz olabilirler.
V. Cüce Gezegenler
Cüce gezegenler, Güneş’in çevresinde dönen sadece gezegen olarak kabul edilebilecek kadar büyük olmayan bir öbek nesnedir. Güneş Sistemi’nin dış kısımlarında, Neptün’ün yörüngesinin ötesinde yer alırlar. Şu anda malum beş cüce gezegen vardır: Ceres, Pluto, Eris, Haumea ve Makemake.
Cüce gezegenlerin tamamı minik ve buzludur ve gayri muntazam şekillere sahiptirler. Gezegenlerin oluştuğu erken Güneş Sistemi’nin kalıntıları oldukları düşünülmektedir. Cüce gezegenler gezegenler kadar iyi incelenmemiştir, sadece Güneş Sistemimizin büyüleyici bir parçasıdırlar.
İşte cüce gezegenlerin adlarını, çaplarını ve mahrek periyotlarını içeren bir tablo:
Cüce gezegen | Çap (km) | Mahrek Süreci (sene) |
---|---|---|
Ceres | 950 | 4.6 |
Plüton | 2.370 | 248 |
Eris | 2.400 | 557 |
Pis | 1.960 | 283 |
İstiyorum | 1.480 | 306 |
VI. Asteroitler
Asteroitler, Mars ve Jüpiter’in yörüngeleri içinde Güneş’in çevresinde dönen minik, kayalık nesnelerden oluşan bir gruptur. Bunların, hiç tam olarak oluşmamış bir protoplanetin kalıntıları olduğu düşünülmektedir. Asteroitlerin boyutları birkaç metreden yüzlerce kilometreye kadar değişmiş olur. En büyük asteroit olan Ceres, ortalama olarak Teksas büyüklüğündedir.
Asteroitler iki ana gruba ayrılır: iç dönem ve dış dönem. İç dönem, Mars ve Jüpiter’in yörüngeleri içinde yer alırken, dış dönem Jüpiter’in yörüngesinin ötesinde yer alır. İç kuşaktaki asteroitlerin dış kuşaktaki asteroitlerden daha eski olduğu düşünülmektedir.
Asteroitler, Güneş Sistemi’nin erken zamanı ile alakalı mühim bir informasyon deposudur. Gezegenlerin oluşumu ve Güneş Sistemi’nin evrimi ile alakalı ipuçları ihtiva ederler. Asteroitler ek olarak metaller ve mineraller benzer biçimde kaynakların potansiyel bir deposudur.
VII. Kuyrukluyıldızlar
Kuyrukluyıldızlar, Güneş’in çevresinde dönen minik, buzlu nesnelerdir. Çoğu zaman bir koma yahut gaz ve toz bulutu ile çevrili bir buz ve toz çekirdeğinden oluşurlar. Bir kuyrukluyıldız Güneş’e yaklaştığında, Güneş’ten gelen sıcaklık buzun buharlaşmasına yol açar ve milyonlarca mil uzayabilen bir gaz ve toz kuyruğu oluşturur.
Kuyrukluyıldızlar nispeten nadir bulunan bir olgudur ve bir çok Dünya’dan yalnızca kısa bir müddet görülebilir. Sadece Halley Kuyrukluyıldızı benzer biçimde birtakım kuyrukluyıldızlar Dünya’dan birkaç on yılda bir görülebilir.
Kuyrukluyıldızlar önemlidir bu sebeple bilim adamlarına güneş sisteminin erken zamanı ile alakalı informasyon sağlarlar. Kuyrukluyıldızların gezegenleri meydana getiren malzemenin kalıntıları olduğu düşünülür ve milyarlarca sene ilkin güneş sisteminde mevcud koşullar ile alakalı ipuçları ihtiva ederler.
Kuyrukluyıldızlar da meteor deposudur. Bir kuyrukluyıldız Güneş’e yaklaştığında, Güneş’ten gelen sıcaklık kuyrukluyıldızın kuyruğundaki buz ve tozun bir kısmının buharlaşmasına yol açar. Hemen sonra bu buharlaşan araç-gereç Dünya’nın atmosferine girer, burada yanar ve bir meteor yağmuru yaratır.
Meteoritler
Meteoritler, Güneş’in yörüngesinde dönen minik kaya yahut metal parçalarıdır. Boyutları bir kum tanesinden minik bir otomobile kadar değişmiş olur ve çoğu zaman Mars ve Jüpiter arasındaki asteroit kuşağında bulunurlar. Meteoritler ek olarak Kuiper Kuşağı ve Oort Bulutu benzer biçimde güneş sisteminin öteki kısımlarında da bulunabilir.
Bir meteoroid Dünya atmosferine girdiğinde sürtünmeden ötürü ısınmaya adım atar. Bu, meteoroidin parlamasına ve gökyüzünde meteor olarak malum bir fer çizgisi üretmesine yol açar. Bir çok meteor atmosferde tamamen yanar, sadece bazıları yere ulaşabilir ve meteorit olarak bilinir.
Meteoritler erken güneş sistemi ile alakalı kıymetli bir informasyon deposudur. Bizlere asteroit kuşağının bileşimi, Dünya’ya çarpmaların zamanı ve gezegenlerin oluşumu ile alakalı informasyon verebilirler.
Gezegenler arası ortam (IPM), Güneş’in atmosferinden heliosferin kenarına kadar uzanan ve yıldızlararası ortamla buluşmuş olduğu feza bölgesidir. IPM, gaz, toz ve elektromanyetik radyasyonun bir karışımından doğar. IPM’deki gazlar sıklıkla hidrojen ve helyumdur, oksijen, karbon ve nitrojen benzer biçimde öteki elementlerin daha azca miktarları da vardır. IPM’deki toz, minik silikat ve metal parçacıklarından doğar. IPM’deki elektromanyetik ışınım sıklıkla Güneş’ten dışarı doğru akan yüklü parçacıklardan oluşan bir akım olan güneş rüzgarı biçimindedir.
IPM, güneş sisteminin dinamiklerinde mühim bir rol oynar. Güneş rüzgarı, Dünya’nın manyetik alanıyla etkileşime girerek Dünya’yı zararı olan radyasyondan korumuş olan manyetosferi oluşturur. IPM ek olarak kuyruklu yıldızların ve asteroitlerin yörüngelerini de etkisinde bırakır.
Güneş senkronizasyonu nelerdir?
Güneş senkronizasyonu, gezegenlerin ve yıldızların güneş sisteminde ahenk ve balans yaratacak biçimde hizalanmasıdır. Güneş senkronizasyonunun hem şahsi düzeyde bununla birlikte küresel ölçekte hayatlarımız üstünde pozitif bir etkiye haiz olabileceğine inanılmaktadır.
Güneş senkronizasyonu hayatımızı iyi mi etkiliyor?
Güneş senkronizasyonu hayatımızı birçok biçimde etkileyebilir. Ruh halimizi iyileştirebilir, enerji seviyemizi artırabilir ve çevremizdeki dünyayla daha bağlantılı hissetmemizi sağlayabilir. Ek olarak hedeflerimizi ve hayallerimizi gerçekleştirmemize ve daha tatminkar hayatlar yaşamamıza destek olabilir.
Güneş sisteminin enerjisiyle iyi mi irtibat kurabilirim?
Güneş sisteminin enerjisiyle irtibat kurmanın birçok yolu vardır. Bunu doğada süre geçirerek, gezegenler ve yıldızlar üstünde meditasyon yaparak yahut kozmosla olan şahsi bağlantınız ile alakalı daha çok informasyon edinmek için astroloji yahut astronomiyi kullanarak yapabilirsiniz.
0 Yorum